Yüksek Duruşmanın bahaneli kararı Resmi Gazete’de yayımlandı. Bahanede, 6306 rakamlı Afet Tehlikeyi Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un yine tertip edilen 3. maddesinin 7 numaralı fıkrasıyla, “tehlikeli yapılar dışında kalan öbür yapılardan uygulama tamlığı bakımından Bakanlıkça zorunlu görülenlerin de 6306 rakamlı Kanun kararlarına tabi olacağı”nın karara bağlandığı andırdırıldı.
Tertip Etmede, tehlikeli olmayan yapılar hakkında kanun maddeleri uyarınca uygulama yapılacağının belirtildiği aktarılan bahanede, bu maddelerin içeriğinde, imar kısıtlamaları, yapının tahliyesi ve devrilmesi, taşınmazın kamulaştırılması gibi mülkiyet hakkını hudutlandıran tertip etmeler bulunduğu vurgulandı.
Bahane, “Rastgele bir tehlikeyi bulunmayan sağlam yapılar için uygulama tamlığı bakımından Bakanlıkça zorunlu görülmesi halinde 6309 rakamlı Kanun kararlarının uygulanması vaziyetinde bu yapıların maliklerinin uğradığı hasarların tamamının karşılanması mesullük hukukunun gereğidir. Uygulama alanındaki sağlam yapılara müteveccih değer tespitinde, yapının tehlikeli olmadığının korunması da temelinde bu emele hizmet etmektedir. Bu haysiyetle kanunun uygulanması için tanımlanan alanların hudutları içinde olup tehlikeli yapılar dışında kalan yapılar hakkında 6306 rakamlı Kanun kararlarının uygulanması sebebiyle maliklerin mülkiyet hakkına müteveccih kısıtlamaların, taşınmazın değer tespitinde yapının tehlikeli olmadığının korunması suretiyle dengelendiği söylenemez. Bu sebeplere kural Anayasa’ya terstir.”